Sosyoloji Bölümü ile Sosyoloji Topluluğu’nun ortaklaşa düzenlediği “Türk Modernleşmesi” başlıklı konferans, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu’nda yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Programın açılış konuşmasını yapan Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Mustafa Kemal Şan, modernleşme olgusunun Türk sosyolojisinin en temel ve derinlikli konularından biri olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Şan, modernleşme sürecinin tarihsel birikimini günümüze taşıyarak bu mesele üzerine düşünmenin hem akademik hem toplumsal açıdan büyük önem taşıdığını ifade etti.
Prof. Dr. İsmail Coşkun ise , tarihsel arka plan eşliğinde Türk modernleşmesini değerlendirdi. Anadolu’nun tarih boyunca göç dalgaları, güç mücadeleleri ve medeniyet çatışmalarına sahne olduğunu belirten Coşkun, Türk modernleşmesinin dış baskılarla değil, milletin ve yöneticilerin iradesiyle şekillendiğini vurguladı. “Türk modernleşmesi bizim kendi tercihimizdir” diyen Coşkun, modernleşmenin bizde Batı’daki gibi toplum tabanlı değil, devlet merkezli bir süreç olduğunu ifade etti. Devletin hem özne hem nesne olduğunu belirten Coşkun, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e modernleşme çizgisini anlamanın, dönemin siyasi aktörlerini doğru kavramaktan geçtiğini söyledi.
Modernleşme sürecinde yaşanan kırılmalara da dikkat çeken Prof. Dr. Coşkun, 1923’teki yeni devletin kuruluşuyla başlayan birinci kırılmada, modernleşmenin toplumsal yeniden biçimlendirmeye yöneldiğini ve bu durumun devlet-toplum ilişkilerinde meşruiyet sorununa yol açtığını belirtti. İkinci kırılma olarak ise 1960 darbesi sonrasını işaret eden Coşkun, bu dönemdeki askeri müdahalelerin topluma zarar verdiğini ve sürekli tasfiyelere neden olduğunu söyledi. Türk modernleşmesinde asıl sorunun, güçlenen toplumsal aktörlere yön ve alan açamamak olduğunu vurgulayan Coşkun, bu durumun meşruiyet krizini derinleştirdiğini dile getirdi.
Konferansın sonunda, katılımlarından dolayı Prof. Dr. İsmail Coşkun’a hediye takdim edildi.